Yarış Raporu : 2024 Uluslararası Kayseri Yarı Maratonu 10 KM

1995 gün…

Başka bir deyişle 5 yıl 5 ay 15 gün…

Evet, üşenmeyip hesapladım; son koştuğum yarış olan 2019 İstanbul Yarı Maratonundan (7 Nisan 2019) geçen hafta sonu koştuğum 2024 Uluslararası Kayseri Yarı Maratonuna kadar 5 buçuk yıla yakın zaman geçmiş. Bu kadar uzun bir aranın pek çok sebebi var; önce pandemi, hemen arkasından kopan çapraz bağlarım, ameliyat ve rehabilitasyon süreci. Tam iyileştim derken aynı diz, aynı sakatlık, tekrar ameliyat ve tekrar rehabilitasyon. Ardından iş değişikliği, sonrasında da şehir değişikliği. Sebeplerin çok önemi de yok aslında, hepsi geçmişte kaldı, biz şimdiye bakalım.

Koşuya Dönüş

Dürüst olacağım, yukarıda bahsettiğim diz ameliyatlarım son 3 yılda beni hem fiziksel hem de zihinsel olarak çok yıprattı. Bu süreçte hem bacaklarım güçsüzleşti, hem kondisyonum sıfırlandı, hem de ideal kilomun üzerine 10 kiloluk bir yağ kütlesi eklendi. Hareketli bir yaşama alışık iken haftalarca yatmak, aylarca koltuk değnekleri ile yürümek zorunda olmak, ağrılı fizik tedavi seansları…

2024 başlarında koşuya geri dönmeyi düşünmeye başlamıştım. Ama bacak kaslarım hala güçsüzdü. İlk iş olarak evde güç çalışmalarına başladım. Bir kaç aylık güçlendirme sonunda koşacak cesareti kendimde buldum ve 2024 Şubat sonunda c25k programı ile koşmaya tekrar başladım. Programı 2 ayda tamamladım ve uzun süre sonra ilk kez 5 km’lik bir koşu yaptım.

c25k programını tamamladıktan sonra bir kaç ay programsız bir şekilde, haftada 3-4 gün koşmaya devam ettim. Bu süreçte genelde yavaş ve düşük nabız ile koşmaya çalıştım. Tek amacım sürekliliği sağlayıp koşu temelimi güçlendirmekti.

Hazırlık Dönemi

2023 Eylül ayından beri Ordu’da yaşıyoruz. Koşuya döndükten sonra Ordu’daki koşu gruplarını araştırmaya başlamıştım. 2024 Temmuz ayı sonuna doğru Ordu’nun en büyük koşu takımı KoşuyOrdu ile iletişime geçtim. Takım kurucusu ve kaptanı Tan Aşkan ve takım üyeleri de sağ olsunlar beni çok sıcak karşıladılar.

Takıma katıldıktan bir kaç hafta sonra, 2024 Uluslararası Kayseri Yarı Maratonu’na takımın da katılacağı duyuruldu. Yarışa yaklaşık 2 ay vardı. Ben de katılacaklar arasına adımı yazdırdım ve yarışa kaydımı yaptırdım.

Kayıt ile birlikte hemen kendime bir program bakmaya başladım. Daha önce de kullandığım www.halhigdon.com‘daki 10 km programlarından en hafifi olan 10K Novice programını seçtim. 8 haftalık programda haftada 3 gün koşu, 2 gün de çapraz antrenman vardı. Programı biraz güncelleyerek haftada 4 antrenman ile yarışa hazırlandım. Program süresince el bileğimi çatlattığım için 2 antrenman, grip olduğum için de 4 antrenman kaçırdım, geri kalan antrenmanları tamamladım. Bu süreçte genelde haftada 2 gün takım ile, 2 gün de bireysel koştum. Bireysel antrenmanlarımda daha yavaş, takım ile olan antrenmanlarımda ise (biraz da gaza gelerek) nispeten daha hızlı koşular yaptım.

Antrenman geçmişime baktığımda 8 haftalık hazırlık sürecinde toplam 27 koşu yapmışım, yarış ile birlikte 28. Haftalık 3.5 antrenman yapıyor, yani bazı haftalar 3, bazı haftalar da 4 gün koşmuşum. Antrenmanlarımın genel özeti de aşağıdaki gibi olmuş:

Toplam Antrenman	27
En Uzun Mesafe	13 km
Toplam Mesafe	182 km
Haftalık Ortalama Hacim	23 km
En Yüksek Haftalık Hacim	33 km
Ortalama Pace	8:12 km/dakika

Yarış Öncesi

Yarıştan bir gün önce, yani Cumartesi sabahı erkenden yola çıktık. Takımım Koşuyordu bu yarışta toplam 52 sporcu ile yer aldı. Yaklaşık 30 kişi otobüs ile, geri kalanlar da kendi imkanları ile ulaşım sağladılar. Sabah 05:30’da hareket ettik.

Keyifli bir yolculuk sonrasında 14:00 civarında Kayseri’ye vardık ve otelimize yerleştik. Otelde çok oyalanmadan yarış kitlerimizi almak için yarış fuar alanına geçtik. Fuar alanı otelimize yürüme mesafesindeydi, bu yüzden ulaşımda herhangi bir sorun yaşamadık. Kit dağıtımı iyi organize edilmişti ve dağıtım masaları yeterliydi. 10-15 dakika gibi bir sürede kitlerimizi aldık. Yarış çantası sanırım şimdiye kadar gördüğüm en kalite çanta diyebilirim. İçerisinde de yarış hatıra t-shirt’ü, enerji içeceği ve atıştırmalıklar mevcuttu. Fuar alanında koşu ile ilgili pek stand göremedim, o yüzden orada çok oyalanmadan otele geri döndüm.

Hem sabah çok erken kalkmak, hem de uzun otobüs yolculuğu beni çok yormuştu. Ertesi günkü yarış için bu durum beni biraz tedirgin etti. Otele dönünce hemen odama çıkıp biraz uzandım ve bir saat kadar kestirdim. Bu dinlenme oldukça iyi geldi, uyanınca kendimi toparlanmış hissettim. Otele yakın bir restorana uğrayıp son karbonhidrat takviyesini de meşhur Kayseri mantısı ile yaptım.

Akşamı da otelde geçirdim. Önce yarış öncesi takım toplantısına katıldık. Takımda ilk kez yarış koşacak arkadaşlarım da vardı. Onların heyecanını görünce ben de 10 yıl önce ilk koşuya başladığım zamanları hatırladım. Aslında 5 yıldır yarış koşmayan biri olarak onlar kadar olmasa da ben de heyecanlıydım.

Toplantı sonrası toplu şekilde Fenerbahçe-Galatasaray maçını izledik. Galatasaray’ın aldığı deplasman galibiyeti ile daha da keyiflenip odalarımıza çekildik.

Gece hem uykuya dalmakta zorluk çektim, hem de 2-3 kez uyandım. Sanırım yatağımı yadırgadım. Aslında yol yorgunluğu sebebiyle daha rahat uyurum ve dinlenirim diye düşünüyordum ama ne yazık ki böyle olmadı ve tam olarak dinlenemeden yarış sabahına uyandım.

Sabah 6’da uyanıp hemen kahvaltıya geçtim. Kaldığımız otelde çoğunlukla diğer illerden gelen koşucular kaldığı için kahvaltı salonu erkenden dolmuştu. Koşu sohbetleri eşliğinde hafif bir kahvaltı yaptım. Yarış öncesi son karbonhidrat alımını da 3-4 dilim reçelli ekmek ile yaptım. Daha sonra odaya çıkıp son hazırlıklarımı da tamamladım ve tekrardan takım ile buluşmak için aşağı indim. Saat 7’de toplandık ve hep birlikte yarış başlangıç alanına doğru yürüyüşe geçtik. Havanın yağmurlu olacağı söyleniyordu, bu yüzden önlem olarak yağmurluğumu da üzerime giymiştim. Ama yarış öncesinde hafif serin ve bulutlu bir hava vardı, ancak yağış yoktu. Ben de yağmurluk olmadan, kısa kollu t-shirt ile koşmaya karar verdim. Yağmurluğumu da emanet çantasına koyup emanet çadırına teslim ettim ve yarış başlangıcını beklemeye başladım.

Yarış

Uzun süre sonra katıldığım ilk yarış olduğu için bu yarışa çok iddaalı hedeflerle gelmemiştim. Sağlıklı ve keyifli bir şekilde bitirmek en önemli hedefimdi. Zaman olarak da kafamda 1:10 gibi bir derece vardı. Bu yüzden ön sıralara geçip diğer yarışçıları engellemek istemedim ve arkalara yakın bir yerde yarışa başladım.

Kafamdaki dereceye uygun olarak çok hızlı başlamamayı planlıyordum, ama yarış heyecanı ve diğer yarışçılara ayak uydurmak adına planladığımdan biraz hızlı başladım. İlk 2 km’yi 6:45 pace ile geçtikten sonra biraz yavaşladım. Nabzım hem hızlı başlamam, hem de yarış heyecanı ile oldukça yükselmişti. Bunda ilk km’lerde yer alan 2 adet alt geçitten geçmemiz ve buraların yokuş çıkışlarının da etkisi oldu sanırım. 2. km’den sonra 7:00-7:30 civarında pace’ler ile ağır tempoda devam ettim. Hava koşmaya gayet uygundu. Özellikle Ordu’nun sıcak ve nemli havasında yaz boyu yaptığım koşuların üzerine bu serin havada koşmak çok daha keyifli geldi. Takımdan 4-5 arkadaşı yakalayıp biraz lafladım, sonra onları geride bırakıp ilerlemeye devam ettim.

6. km’ye geldiğimde hedef süremden yavaş koştuğumu fark ettim ve hızlanmaya karar verdim. Bacaklarımda yeterli enerji olduğunu hissediyordum. Hızımı 6:30 civarına çektim. Son bir kaç km’de başlayan yağmur bana ekstra bir motivasyon verdi. O anda koştuğum ilk yarış olan 2015 Vodafone İstanbul Maratonu’nun son km’leri aklıma geldi. O zaman da 10 km yarışına katılmış, sonlara doğru Galata Köprüsü’nü geçerken başlayan yağmur ile daha da hızlanıp yarışı sprint ile bitirmiştim. Aynı şekilde bitiş çizgisini görünce hızımı iyice artırdım ve yarışı 01:09:40’da tamamladım.

Yarış Sonrası

Yarış sonrasında önce madalyamı ve organizasyonun verdiği ikramları, sonra da emanet çadırına bıraktığım çantamı aldım. Madalyanın tasarımı oldukça hoşuma gitti. Belki de uzun zaman sonra aldığım ilk madalya olduğu içindir 🙂

Takım arkadaşlarımdan bazıları yarı maraton yarışına katıldığından onların bitirmesine daha vakit vardı. Hem yağmur da iyiden iyiye artmıştı. Bu boşluğu değerlendirmek için otele geçip duşumu aldım, hazırlandım ve arkadaşlarımı bitiş çizgisinde karşılamak için tekrar yarış alanına döndüm. Yarı maraton koşan arkadaşlarım da tek tek yarışı tamamladılar. Yaş kategorilerinde 2 arkadaşımız kürsü yaptı ve bizleri gururlandırdı. Kürsüde kupalarını aldıklarını görünce ben de ileride kürsü yapabilir miyim diye içimden geçirmedim desem yalan olur. Ama bu tarz hayaller için henüz çok erken. Adım adım ilerlemek, sağlığımı tehlikeye atmadan yıllarca koşabilmek en önemli hedefim şu anda. Tabii bu süreçte hızımı ve dayanıklılığımı da arttırmak da ikincil hedeflerim.

Sonuçlar

Derece : 01:09:40
Genel Sıralama : 519/728 (%71)
Yaş Grubu (Erkekler 40-44) : 66/81 (%81)

Son Sözler

Geçirdiğim 2 ağır diz sakatlığı ve ameliyatlar sebebiyle, mecburen verdiğim uzun ara sonrası koşuya başladığımı söylemiştim. Kendimi çok zorlamadan, sağlığıma dikkat ederek ve süreçten zevk alarak ilk yarışıma hazırlandım. Bu yarış için kafamdaki tüm hedefleri gerçekleştirmiş oldum. Bana koşuda en önemli şey nedir diye sorarsanız yanıtım hiç düşünmeden “Süreklilik” olur. Benim de şimdiki hedefim bu, koşuya ara vermeden devam etmek. Bir sonraki yarış raporunda görüşmek üzere, hoşçakalın 🙂